Amerika denilince akla ilk gelen görüntü Washington D.C.’deki Capitol Hill’dir. Amerika Birleşik Devletleri’nin parlamentosu olarak tanımlayabileceğimiz bu yapı, genel yanılgının aksine, Amerika devlet başkanlarının ikamet ettiği "Beyaz Saray"dan tamamıyla farklı bir binadır. Capitol Hill’e, Beyaz Saray’a, Washington Anıtı’na, duvarlarında demokrasi tarihini etkileyen yazıları ile Lincoln Memorial ve Jefferson Memorial’a ev sahipliği yapan Washington D.C. Amerika’da bir eyalete bağlı olmayan tek şehirdir. Washington ABD’nin başkenti olduğu için özerk bir yapıya sahiptir. Columbia bölgesinde (D.C. , District of Columbia) bulunmaktadır.
Capitol Hill ile Washington Anıtı arasında uzanan ve The National Mall adı verilen alan, içinde barındırdığı müzeleri, galerileri ve botanik bahçesi ile gezilmeye değer yerdir. Buradaki müzelerde, Ay’dan getirilen bir taşa dokunabilir, dinozorlar fosillerini görebilir, resim ve heykel ustalarının eserlerinin orijinallerini inceleyebilirsiniz.
The National Mall’dan Washington Anıtı’na oradan da Lincoln Memorial’a uzanan ve bir zamanlar Savaş karşıtı en büyük gösterilere tanık olan Washington D.C. meydanlarında bugün yeşillikler içerisinde yürürken size eşlik eden sincapları görebilirsiniz. "Lincoln Memorial’ın merdivenlerinde yürürken kulağınıza çalınan Martin Luther King’in "I have a dream... " diye başlayan o ünlü konuşması, Forest Gump filminde Tom Hanks’in konuşma yaptığı havuzu, pek çok ajan-Savaş romanlarında okuduğunuz meşhur Pentagon’u, bir pirana ya da köpek balığını besleyebileceğiniz National Aquarium’u ile Washington, gündüz olduğu kadar gece de kendisini ziyaret edenlere cömert davranan bir şehir.
Washington müzikallerden tiyatrolara, açık hava konserlerinden, küçük Latin - Reggae - Jazz kulüplerine kadar pek çok kültürel aktiviteye de ev sahipliği yapmaktadır. Georgetown ve Adams Morgan hareketli ve eğlenceli mekanların olduğu bölgedir.
Summer Work and Travel programında yaşadığım güzel anıların hepsini kelimelerle anlatabilmem çok zor ama özetlemem gerekirse; ...
DevamıGünümüz şartlarını göz önüne alırsak, ikinci hatta üçüncü bir yabancı dil, iletişim becerisi, yeni ve değişken kültürlere açık olmanın her geçen gün daha da önem kazandığını göz ardı edemeyiz. Tam da bu noktada, Work and Travel Programı üniversite öğrencilerinin değerlendirebileceği hem kolay hem de eğlenceli bir fırsattır.
Devamı- Size nasıl yardımcı olabilirim?
Konuşmaya Katıl