Haktan A.

Haktan A.
(ODTÜ, Felsefe Bölümü 3.sınıf öğrencisi)
(San Diego Zoo, CALIFORNIA)

"Merhaba arkadaşlar. Orta Doğu Teknik Üniversitesi 3. sınıf Felsefe Öğrencisiyim. CampusEdu yöneticileri deneyimlerimi yeni gidecek arkadaşlarla paylaşmamı rica ettiler. Ben de bunu büyük bir zevkle yapıyorum. Yeni gidecek olan arkadaşlara öncelikle şunu anlamalarını ve kabullenmelerini öneririm; bu program insanın kişisel gelişimine katkıda bulunmayı, insana kendi problemleriyle baş etme yolunda deneyimler kazandırmayı hedefleyen bir program. Ailenizden, dostlarınızdan 8-9 bin kilometre ötede, 3-4 aylık bir zaman zarfında yeni olaylar yaşayacak, yeni kişilerle tanışacak, bu arada da hayatta kendi ayaklarınız üzerinde durabilmek adına deneyimler kazanacaksınız. Programın temel amacı, benim anladığım kadarıyla bu. Ama gördüğüm kadarıyla, gitmek isteyen arkadaşların çoğu Amerika’ya gitmeden önce buradan her şeyi ayarlayıp, orada karşılaşabilecekleri her türlü problem için önlem almak istiyorlar. Kişisel kanaatim, böyle her adımı önceden planlanmış bir Work and Travel seyahatinin, pek de programın amacıyla paralellik göstermediği yönünde.

Neyse... Felsefe yapmayı bırakıp, hadisenin özüne, yaşadıklarımıza gelelim. Çalıştığımız yere ilk ben gittim Türk olarak. Benden 3 gün sonra başka bir arkadaş, 5 gün sonra da 2 arkadaş daha geldiler. Hep beraber bir hafta pansiyonlarda (Hostel) kaldık. Hayvanat Bahçesinin İnsan Kaynakları Müdürü (Tim’dir kendileri, çok severim!) kendisinin bir evi olduğunu ve istersek bu evi 5 kişiye 1200 dolara kiralayabileceğini söyledi. Bizde kabul ettik. Hemen eve taşındık ve evimizin arka bahçesinde bulunan küçük odada kalan Amerikalı kız arkadaşımızla beraber yaşamaya başladık. Şimdi burada hikayeyi kesip, biraz bu kızdan söz etmek istiyorum. Bu kız doğma büyüme San Diego’lu, 25-30 yaşlarında bir kız. San Diego’nun her yerini, tâbir yerindeyse, avucunun içi gibi biliyor. Bir alışverişe gideceğimiz ya da bara içmeye gideceğimiz zaman hiç zaman kaybetmeden, yabancılık çekmeden, istediğimiz yere gidiyorduk. Bunu şunun için anlatıyorum; program, içinde böyle sürprizler taşıyor. Daha önceden hiç hesapta olmayan bu Amerikalı ev arkadaşı sayesinde San Diego’nun en güzel sahillerine, en güzel Alışveriş merkezlerine gittik (cepte para yoktu, o ayrı mesele). Uzun lafın kısası, bu kız çok büyük bir şanstı bizim için. Devam edelim... Hayvanat bahçesinde çalışıyoruz ama haftada 27-28 saat. İnsan kaynakları müdürüne bizim daha fazla paraya ihtiyacımız olduğunu, bize ikinci bir iş bulmasının mümkün olup olmadığını sorduk. O da sağ olsun bizimle ilgilendi ve kendi arabasıyla bizi Sheraton San Diego’ya götürdü. Ertesi gün Sheraton’da çalışmaya başladık. Böylelikle gittiğimizden 20 gün sonra iki işte birden çalışmaya başladık. Ben mesela, günde toplam 11 saat civarında çalışıyordum. 70-75 günde toplam 5000-6000 $ civarında para kazandım ve Ağustosun 22'sinde, kazandığım paraların 2500$ dolarıyla beraber, geri Türkiye’ye döndüm.

Şimdi de, muhtemelen sizlerin en çok merak ettiği bölüm olan, gezme kısmına geçeyim. Bulunduğumuz şehir bir sınır şehri idi. Meksika sınırında. Arabayla 20 dakikada sınıra ulaşıyorsunuz. Sınırın ötesinde de, yani Meksika tarafında, Tijuana isminde muhteşem bir sınır şehri var. Ben fırsat buldukça Tijuana’ya gidiyordum. Meksika kültürü bizim kültüre çok yakın. Ben de Meksika’ya gittiğim zaman kendimi evimde gibi hissediyordum. İçtiğim bira daha bir tatlı geliyordu nedense. İnsanları çok sıcak... Bunun dışında hep San Diego’da kaldım. Ama bazı arkadaşlar Los Angeles’a, Las Vegas’a, başka yerlere gittiler. Hatta kimileri Vegas’ta gecede 1000 dolar kaybettiler. Lütfen ısrar etmeyin, arkadaşın adını vermek istemiyorum. Burada magazin yapmıyoruz. Neyse, bu tür geziler fazla zamanınızı almıyor ve pek pahalı bir şeyde değil. Dolayısıyla, bulunduğunuz eyalete komşu olan eyaletleri bile gezebilirsiniz isterseniz. Hatta biz bi ara nerdeyse Hawaii Adalarına gidiyorduk. Son anda kaldı.

İşte böle... Gittik, yaşadık, geldik. İmkanlarınız varsa eğer, böyle bir fırsatı kaçırmayın derim. Hayatta bu kadar ucuza bu kadar macera başka yerde bulunmaz. Ha, işin şu yönü de var tabi ki; bazı arkadaşların şansı yaver gitmedi, zorluklar yaşadılar. Şans... Ama ne olursa olsun, gidilip görülmeye değer. Yazı burada tüketerek geçirmektense, başka bir kültürün içinde üreterek geçirmenin daha faydalı ve eğlenceli olacağını düşünüyorum..."