CAMPUSEDU YURTDIŞI EĞİTİM DANIŞMANLIĞI
Eğitiminize Yatırım, Geleceğinize Yatırımdır! Invest in YOURSELF, Invest in Your FUTURE

Sema Ö.

Sema Ö.
Ankara Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi
NEW YORK

Amerika hayaller ülkesi derler ya bunun gerçek olduğunu orada kaldığım süre içinde daha iyi anladım. Work and Travel programını üniversite yaşantım boyunca hep duymuştum ama hiç gitmeyi düşünmemiştim. Pek inanılır güvenilir gelmemişti. Ben fazlasıyla pinpirikli bir insanım da! Gidersem okul bitince kariyer amaçlı giderim diye düşünmüştüm hep seviyeli yani. Neyse Work and Travel şöyle oldu benim için aynı bölümden arkadaşlarım Gülşah ve Bahar nasıl olduysa böyle bir işe girmişler ben de bu şekilde duydum. Başlarda iyi yolculuklar arkadaşlar derken nasıl yapacaklar demekten de kendimi alamadım. Ben hep Amerika’ya gitmek istemiştim ve bunu da çevremdekilere söylemiştim ama bu bir hayaldi benim için... Ben kendi evimden başka hiçbir yerde kalmamışımdır. Ankara'lıyım, üniversite hayatım da ailemin yanında geçti. Böyle olan ben nasıl Amerika’ya gidebilirdim ki? Tabi bir de başımda benden daha pimpirikli bir annem varken... Ama gerçekten İngilizceme ve kendime güveniyordum fazlasıyla aktif bir insanım herkesle çok iyi anlaşırım. Kısa sürede arkadaş olabilirim. Bu programı organize eden Gökay Bey ve Ömer Bey'in yanına gittik annemle. Oradan çıktıktan sonra o kadar etkilenmiştim ki, gitmeyi kafama koydum ama on kere karar değiştirmiş daha gitmeden ağlamaya başlamıştım. Amerika uçağına bindiğimizde daha hiçbir şeyin farkında değildik. New York’a indiğimizde hava alanında her milletten insanı görünce işte geldik dedim. Birçok işlemden sonra saat gece yarısı olmuştu. Bu yüzden hava alanında yatmaya karar verdik. Buarada 3 kızız saydığım arkadaşlarım ve ben. Bizdeki cesarete anlam veremiyorum ama özgürlük çok güzeldi... Sonra çalışacağımız yere yani Club Getaway‘e doğru yola çıktık. Bize yolu bulmamız için bir harita verilmişti ama biz buna uymadık ve macera bizim için başladı. Buarada sakın fazla eşya ile gitmeyin. Orada bu yüzden rezil olduk. Trene bindik tabi buarada önümüze gelene yol soruyorduk, herkes çok yardımcı olmuştu. Hatta bir güvenlik valizlerimizi taşıdı. Teşekkür amaçlı annemin sarmalarından ikram ettim Tabi almadı kameralar vardı! Başka bir trene binerken Gülşah dışarıda kaldı kapılar kapandı pasaport dahil her şeyi bizdeydi. Nereye gideceğimiz de belli değil, kapılar kapandığında dışarıda ağlıyordu. Neyseki bizim tren son istasyona gidiyormuş, tekrar dönüp onu aldık. Amerika’da 2 tane Harlem varmış ve biz yanlış olanda indik. Zencilerin yaşadığı yerde oraya Amerikalılar bile gitmiyormuş. Soyulmadan çıkmak oradan mucize imiş bunu sonra öğrendik. O kadar zencinin içinde tek beyaz bizdik, bir de valizlerimizle bütün dikkatleri çekmiştik. Tuhaf bakışlara laflara maruz kaldık. Ha az kalsın dayak yiyorduk. Resmen Amerikan filmlerinin içindeydik sanki. Sürekli ağlıyorduk önümüze gelen arabayı durdurup yol sorduk. Ama koca Amerika insanlar tabiki cevap veremediler. En sonunda biri yardımcı oldu da doğru durakta indik. Oradan bizi almaları gerekiyordu fakat gelmediler, telefonda anlaşamadık. Uzun bekleyişler sonunda asla yapmayın dedikleri şeyi yaptık ve otostop çektik en sonunda. Bir araba durdu adam pek güvenilir gözükmüyordu ama çaresizlikten bindik. Korkudan hiçbirimiz konuşamıyorduk ama sonunda ulaştık çalışacağımız yere. Dining Room'da garson olarak çalıştık yaklaşık 3 ay. Odamızdan böcek çıktı, böcek soktu, bisikletten düştüm, hastaneye bile gittik ama bunlar asla sorun olmadı. Ortam ve arkadaşlıklar o kadar güzeldi ki her milletten bir sürü gençle çalıştık. Her gece eğlence, gündüzleri çalışma, aktiviteler vs. zaman nasıl geçti, anlamadık. İngilizcemi geliştirmek için mükemmel bir fırsat oldu bu program. New York’u gezdik, Statue of Liberty, Times Square, Brooklyn Bridge... sayamadığım birçok yer. Yeni yemekler tattık, yeni insanlarla tanıştık. Yaşamaya değer bence hayatımda yaptığım en iyi şeydi. Buradan giderken ağlamadım ama dönerken ağlamaktan harap oldum. Çok iyi dostluklar kurduk, hala görüşüyoruz. CLUB GETAWAY gerçekten mükemmel bir yer, çalışırken tatil yaptık, eğlendik, çok iyi arkadaşlıklar kurduk, İngilizcemizi geliştirdik. Bu sene stajım olmasa hiç düşünmeden yine giderdim. Bir de haberleşmeyi asla sorun yapmayın. Biz her gün kamera ile görüntülü olarak ailelerimizle görüşüyorduk. Hala orda çektirdiğimiz 900'e yakın fotoğraflara bakıyorum. Her anın, dakikanın tadını çıkardık. Oradan geldikten sonra kendime gelemedim sürekli özlem vardı. Bu kadar güzel olacağını asla tahmin edemezdim. Düğünlerde görev aldık. Buarada oradaki misafirlerle bile dans ettik. Asla korkmayın isteyince her şeyin üstesinden geliniyor. Böyle bir hayat tecrübesini bir daha yaşayamayabilirsiniz. Ömer Bey ve Gökay Bey'e sonsuz teşekkürler... Tabiki annem de bu konuda hep yanımda oldu. O benden daha cesurdu, onun sayesinde gittiğim bir gerçek. Bana kalsa bu kararsızlıkla tatilimi Türkiye'de sıradan bir şekilde geçirecektim. Ama kendime birçok şey katarak döndüm. Artık ne istesem yaparım gibi geliyor.
Amerika’da her milletten olan arkadaşlarıma dostlarıma sonsuz teşekkürler (especially my best friend Matt)...

    Canlı DestekÇEVRİM İÇİ

    - Size nasıl yardımcı olabilirim?

    Konuşmaya Katıl
    Danışman Köşesi
    GÖKAY ERİÇGÖKAY ERİÇ
    Yılda 200 BİN Öğrenci Malta'ya Gidiyor...

    İngilizce öğrenmenin en önemli ülkelerinden biri haline gelen Malta’ya yılda 200 bin öğrencinin gittiğini biliyor muydunuz?

    Devamı
    Tüm Makaleler

     
    #
    Tamam